7 Eylül 2008 Pazar

4. Gün: Yol


Saat 6'da alarmla uyandım. Her gün daha erken kalkıyorum! Halbuki ben buraya uyumaya gelmiştim. Bir yerlerde yanlış yapıyorum ama... Elimdeki çizelgeye göre 20-25 dakika içinde Surat Thani'ye ulaşmamız gerek.. Daha 10 dakika geçmeden tren yavaşlamaya başlıyor ve duruyor. "Hay Allah, biraz daha geç uyansam istasyonu kaçıracaktım" diye düşünürken istasyonun Surat Thani olmadığını görüyorum. Elimdeki çizelgeden istasyonun adını arıyorum. Bir önceki değil, ondan önceki de değil. Anlaşılan rötarlıyız biraz. Ondan önceki de değil, ondan önceki de.. ve nihayet buldum. O da ne!!! Saat 00.10'da olmamız gereken istasyondayız. Saat 6'yı çeyrek geçiyor. Bu demek oluyor ki tam 6 saat gerideyiz!! Nasıl olur diye düşünürken gece uyuduğum sırada trenin ara ara durduğunu ve beklediğini hatırlıyorum. Uyku sersemi istasyonda durduğumuzu düşünmüştüm ama yanılmışım. Yapacak bir şey yok deyip uyumaya devam ediyorum.

Bir kaç saat sonra görüyorum ki yolda kaza olmuş. Bir trenin son vagonu raylardan çıkmış bu yüzden gece boyunca biraz durup biraz ilerlemişiz.. Bu durum başlangıçta beni şok etse de gün yüzüyle yolculuk ettiğimiz yerleri görünce çok da bir şey kaybettiğimi düşünmedim. Fotoşopun renk tablosu gibi bir doğa. İnsana huzur veren bir ortam. Yeşilin ayrı tonları, birbirinden farklı ağaçlar, gel de üzerimde trekking yap der gibi duran dağlar. İnsanın değil 6, saat 6 gün uzatası geliyor.



Öğlen saat 1.30'da Surat Thani'ye ulaştık. Ne yapacağım konusunda bilgi sahibi olsam da nasıl yapacağım konusunda pek emin değilim. Trende tanıştığım bir çocuk vardı onlara takılıyorum. Koh Samui'ye (Koh Phangan'a yakın, ondan daha büyük ve popüler turistik ada) gidecekler. Daha önce biletlerini almışlar. Limana giden otobüslerin durağına ulaşıyorum bu sayede. Koh Phangan'a gideceğimi söylüyorum. Tam kalkmakta olan otobüse yetişiyorum. (Bir sonraki 1 buçuk saat sonra) Biletim yok deyince, tamam yolda alırsın deyip, beni bilet peşinde koşturmaktan da kurtarıyorlar. Surat Thani'den limana otobüs, limandan (Don Sak limanı) Koh Phangan'a feribot dahil olan bileti 380 B'a daha sonra alıyorum (Böylece bangkoktan adaya 650 B'a gelmiş oluyorum, bana tren istasyonunda teklif edilenin yarısı. Gerçi tam bir gün sürdü!). Tren istasyonundan Don Sak Limanına ulaşmamız 2 saati buluyor. İyi ki çocukların peşine takılmışım diye şükrediyorum, yoksa kendi imkanlarımla gitmeye çalışacaktım ya da bileti bulmam gecikecek bu feribotu kaçıracaktım.

Feribotta Eric ve Sandrin isimlerinde bir fransız çiftle tanışıyorum. Yol boyunca sohbet ediyoruz. Adaya akşam ulaşmaktan hep korkuyordum ve korktuğum başıma geliyor. Yolun sonlarına doğru hava kararmaya başlıyor. Adaya ulaştığımızda ise tamamıyla akşam olmuştu. Kalacak yerimi daha önce organize etmediğim için akşam karanlığında çok alternatifim yok, muhtemelen bulduğum ilk yerde konaklayacağım... Derken iyilik melekleri yine imdadıma yetişiyor. Sandrin ile Eric feribota binerken bir taylandlı kadınla tanışmış. Kadın bunlara deniz kıyısında limana yakın ve en önemlisi uygun fiyatlı oda teklif etmiş. Beni de kadınla tanıştırıyorlar. Bangkok'taki taksi ve tuktuk tecrübelerimden çok sıcak bakmasam da akşam karanlığında daha iyi bir alternatifim olmadığını düşünerek kabul ediyorum. Bunda odanın 250 B olması da önemli bir rol oynuyor aslında:)

Sonunda adaya varıyoruz. Kadın bizi taksiye atıp kalacağımız yere götürüyor. Beklentilerimin çok üstünde bir yere ulaşıyoruz. Kadın deniz kıyısında dediğinde çok inanmamıştım açıkçası ama hem deniz kıyısında hem ağaçların içinde hem kaldığım oda iki kişilik ve tertemiz hem de kocaman yatakta tek başıma yatacağım!. Dün geceki tren yolculuğu, öncesinde de Khao San'daki daracık, vantilatörlü odadan sonra saray yavrusu gibi.



Hemen duş faslının ardından Sandrin ve Ericle buluşmak üzere restorana çıkıyorum. Restoran dediğim 2 masa, 2-3 oturarak yemek yenecek yer masası ve çevresinde minderler. Bizden başka kimsenin de olmadığı huzur dolu bir ortam. Yemeklerimizi keyifle yeyip, alkolün etkisiyle iyice rahatlıyoruz. Denizden gelen dalga sesleri, esen rüzgarla hafif yaprak hışırtısı, börtü böcek vızıltısı. Tahmin edersiniz yani..

Yol yorgunluğu alkolle de birleşince uyku iyice bastırıyor. Sabah erkenden buluşmak üzere sözleşip yatmaya gidiyoruz.

1 yorum:

ayşegül mutfakta dedi ki...

Geziniz süper geçmiş! Tam istediğim gibi bir tatil olmuş tebrikler malesef 2hafta gibi kısa bir süre bile ayarlamak türkiye şartlarında şamda kayısı sayılır.
Bİz de bu sene 10 arkadaş bangkok-koh samui-koh phangan-koh tao gezisi planladık! Plana 2 kişiyle başlamıştık 10a çıktı, ışığı gören geldi anlıycağın.. arada fire verirmiyiz bilmiyorum ama bir grup türk olarak adaları fethetmeyi düşünüyoruz..
Arkadaşım mümkünse senden özellikle koh phanganda kalmış olduğun bungalowların adlarını isteyeceğim. Benim için çok önemli çünkü internet üzerinden yaptığım araştırmalarda malesef denize yakın eli yüzü düzgün 250-300 bahta bungalow bulamadım. ÇOk fazla beklentimiz yok sadece deniz kenarı olsun, cennet gibi bi plajı olsun hindistan cevizleri tepemizde olsun.. E daha ne olsun dimi..
İlk etapta merkeze yakın son birkaç günde senin denk geldiğin gibi daha sapa diğer koylardan birinde ikamet etmek istiyoruz.. Yani kaldığın iki bungalowunda adlarını istiyoruz :)
Yardımcı olursan çok sevinirim şimdiden teşekkür ederim..